Çok zordu lan, git demiyordu diyemiyordu içten içe bana nasılda alışmıştı. Gideceğim zaman kal da demiyordu, ama göz kapaklarını kapatıp açarak bir bakıyordu ruhunda ee gidemiyordum da, gitmiş gibi yapıyordum. Bir bakmış bir yokmuş, hikaye gibi istediğimizi yazamıyor ama başkalarının yazdığını okuyorduk. Hani okuyorduk ama anlamamak için çaba da gösteriyorduk, dönüp dolaşıp aynı hikayeyi bir daha okuyorduk ve yine anlamak istemiyorduk, hikaye çok boktandı ve biz sonunu hiç sevmemiştik alıp elime kalemi kağıdı hikayeler yazdım ona, okudu ama yine anlamadı. Bıraktım hikaye yazmayı yüzüne yüzüne söyledim yine anlamadı, bence anladı baştan beri her şeyi anladı ama kalbinden geçen şey ile korkuları savaşıyordu ve halen bir galibi yoktu, bende taraflardan birinde lejyoner gibiydim kalbinde yarattığı ve en önde gönderdiği bir savaşçı misali savaşıyordum korkuları ile, korkuları o kadar büyüktü ki elimde kılıç onlarda toplar tüfekler vardı, yalnızdım savaşımda. Aslında savaştan çıkıp gidebilirdik, korkuları kendi kendini yeyip bitirebilirdi de,ama gitmedik biz hep ateş hattında kendimizi müdafa ettik. Bu savaşın sonuna biz karar veremeyecektik kazansak bile ben yine duracaktım kılıcım elimde, dünyayı mı fetih etmem lazımdı? Ben sana Dünyayı fetih edemezdim ama sana minicik güzel bir dünya kurardım, içinde bir şey olmazdı bomboş olurdu, her şeyini biz yapardık ellerimizle, emeğimizle.
İnsanlar kötüdür, kötü hikaye yazan insanlar, başkaların hayatına kötü sonlu hikaye yazanlar bunlardan dolayı utanıyorum insan olmaktan hayvan olayım lan ben dedim en iyisi sonra bir gün yanına gidip öp beni kurbağa olayım tekrar dedim.
Öptü eşşek oldum, ve biz yine istediğimiz olamadık.
Doğan Çağlaroğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder